30 Kasım 2013 Cumartesi

Kalbin Muhteşem Görevi!

Kalbin yapısı...
       Kalp, insan vücudunda bulunan en önemli organlardan biridir. Kalp olmadan hiçbir organ görevini yerine getiremez, tamamen âciz bir duruma düşer. Beyin görevini ancak kalbin ona kan göndermesi ile tamamlar. Kalp kan göndermeyi keserse beyin ve diğer organlar görevlerini   yapamaz olur. Düşünsenize, hayatımız boyunca kalp hiç usanmadan, sıkılmadan ve de yorulmadan, hiç durmaksızın görevini eksiksiz yaparak vücudumuza kan pompalayıp duruyor. Bu gün biraz dinleneyim, iş başı yapmayayım deme hakkı yoktur, ta ki vadesi gelip durana kadar.
       Kalp normal olarak 1 dakikada yaklaşık olarak 60 defa atmaktadır. Bu demek oluyor ki kalp her saniyede bir defa kanı bütün vücuda aktarıp, ondan sonra da geri topluyor. Bütün bunları 1 saniyede yapıyor ve bu dakikada tam olarak 60 defa tekrarlanıyor.
Yani bu demek oluyor ki kalp, 1 saatte 3.600 defa, 1 günde 86.400 defa, 1 ayda 2.592.000 defa ve     1 yılda da 31.104.000 defa bütün vücuda kanı pompalayıp geri toplayarak ayrıca da daha bir çok iş yaparak hiç durmadan atmaya devam ediyor. Bu sayı bazen daha fazla, bazen de daha az olabiliyor.
       Günlerce secdeye kapansak, hayatımızın tamamını ibadetle geçirsek dâhi kalbin borcunu bile ödeyemeyiz. Bu yüzden bu nimetleri bize bahşeden yüce hamd sahibi Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Bizlere böyle mükemmel, eşsiz, hatasız bir vücut bahşettiği için ne yapsak bu borcu ödeyemeyiz. Bu yüzdendir ki vücudumuzun zekâtı olan namazı hakkıyla yerine getirmemiz çok ama çok önemlidir.    
Allah'ım bize bahşettiğin bu vücut için ne kadar şükretsek azdır. Bizleri sadece aynaya bakarak senin var olduğunu, her şeyden yüce, kudret sahibi olduğunu anlayan kullarından eyle. Aynaya bakıp yetinmeyenlerin ise gözlerindeki perdeleri indirip onlara; dünyayı, evreni, ağaçları, çiçekleri, hayvanları, toprağı, suyu, havayı ne derece muhteşem yarattığını göster Ya Rabbel âlemin... Amin

24 Kasım 2013 Pazar

İlaçların kullanılması ve Doktor seçimi

       İlaçların nasıl kullanılması gerektiğini anlatmadan önce sizlere doktor seçiminin hayatınız açısından ne denli önem arz ettiğini söylemek isterim. Bunu en iyi şu atasözümüz anlatmaktadır: "Yarım doktor candan, yarım imam ise îman'dan eder.". Bu konu aynen atasözünde bahsedildiği gibi olmaktadır veya bu şekilde açıklanabilir. İyi bir tedavi görmek için doktorumuzu iyi seçmeli ve bize en güvenilir gelen doktora yönelmeliyiz.
İyi bir tedavi, iyi bir doktordan geçer.
       Gelelim ilaç konusuna! Şahsen ben kimyasal ilaçların çoğuna karşı olan birisiyim ancak onlara muhtaç olduğumuz apaçık ortadadır. Mümkün oldukça bunun gibi ilaçlardan kaçınmalı ve tamamen doğal ilaçlara yönelmeliyiz.
Doğal ilaçların engel olamadıkları durumlarda mecburen kimyasal ilaçların kullanılması şart olur. Örnek olarak sizlere önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi Aspirin'in insan vücuduna ne kadar zararı dokunduğuydu. İşte buna benzer ağrı kesiciler içilmemeli ve etrafımızdaki insanlara en kutsi vazifemiz olarak içirmemeliyiz.
       Antibiyotiklere gelecek olursak eğer mümkünümüz varsa bundan da kaçınmalı ve doğal yolla iyileşme yoluna yönelmeliyiz.
Şunu bilmemiz büyük önem arz eder ki antibiyotikler sadece bakterilere karşı kullanılan bir ilaç türüdür ve sadece bakteri türünden olan hastalıklara etki etmektedir -bazı bakterilere dahi etkisi az gelmektedir ve bu gibi durumlarda aşıya baş vurulmaktadır-. Bu demek oluyor ki antibiyotikler virüs türünden olan hastalıklara etki etmeleri imkânsızdır.

22 Kasım 2013 Cuma

Ağrı Nedir?

- Ağrı kesicilerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışınız...
       Ağrı denince insanın aklına ilk olarak çektiği acılar, tehlike, hastalık, gibi bir sürü şey gelir. Her hasta olmuş insan ağrı çeker ya da ağrıyı hastalık gelmeden önce hisseder ve hastalanacağını bu ağrıdan sonra vurgular veya anlar.
       Doğrudur! İnsan hastalanınca ya da hastalık kapıda, yanı başında iken ağrı hisseder ve bu onun için çekilmeyen bir şey olur. Aslında ağrı, o insanın hayatını kurtaran unsurların başında gelen bir teşhis yoludur. 
       Herkes de görülen gripten hastalandığınızı düşünün ve ağrı denen bir şeyin olmadığını, ağrının olmayışıyla da o hastalıktan mustarip olduğunuzu ve bunun farkına dahi varmadığınızı düşünün. Sizde eğer ağrı yoksa o zaman en yakın arkadaşınızı kaybetmiş gibi olursunuz ve sizi düşmanlarınıza karşı uyaracak hiç kimseniz kalmaz, yapayalnız kalırsınız.

17 Kasım 2013 Pazar

Tıp terimlerinden bazıları...

       Tıpta, insan yapısını daha iyi tanımak ve bölümlerinden daha kolay bahsedebilmek, bahsedildiğinde de ne konuda konuşulduğunu kolayca anlamak için tıpta kullanılan bazı terimler vardır.
Bu yüzden de insan vücudu üç düzleme ayrılır ve böyle adlandırılır:
1. düzlem Sagital düzlemdir: Bu düzlem insan vücudunu sağa ve sola ayırmaktadır.
2. düzlem Horizontal düzlemdir: Vücudu üst ve alt kısım diye ikiye ayırır.
3. düzlem ise Frontal düzlemdir: Bu düzlem insan vücudunu ön ve arka olmak üzere iki parçaya ayırır. 

3 Kasım 2013 Pazar

Sağlığın korunması...

İnsanın hastalanması doğal bir olaydır. Vücutta meydana gelen bir değişiklikten dolayı insan hastalanabilir ve hastalığın çeşidine göre muhatap olduğu insanlara da bu hastalığı bulaştırma kabiliyetine sahiptir.
İnsanın her yaşında, her yeni ayda ve her mekânda hastalanma olasılığı mevcuttur. Ancak aya göre hastalanma oranları, yaşa göre hastalık çeşitleri ve mekâna göre de bulaşma özelliklerinin bulunduğu ortamımıza, hâl ve hareketimize dikkat etmemiz gerekmektedir. İnsan her yaşta hastalanabilir. Bu yüzden bizler doğduğumuzdan bu yana devam eden koruyucu aşıları aldık ve hâlen almaya devam ediyoruz. Bu aşıların bulaşıcı hastalıklara karşı kalkan olarak kullanılması günümüze kadar gelen ve görünüşe göre hâlen devam edecek olan bir yöntem.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Tıp dilinde yaygın olan kelimelerden sadece bazıları!

Os Frontale
       Tıp dilinde yaygın bir şekilde kullanılan kelimeler vardır. Yaygın olarak bu kelimeler neyin ne olduğunu veya nereye yönelilmesi gerektiğini açıklayan bir nevi tıpta yol tarifi amacı için kullanılan terimlerdir.
       Bu kullanılan terimlerden biri de "Os" tur. Os'un anlamı kemiktir ve bazı kelimelerin önüne getirilerek onun ne olduğu iyice anlaşılmış olur. (örn: "Frontal" alın demektir. Bunun önüne os getirilince " Os Frontale" olur buda alın kemiği anlamına gelir).
       Bunun dışında "Nerv(us)" sinir veya (us) ekini aldığında sinirler anlamına gelir. Bu da insan vücudunda ki sinir tellerinin tanımı için kelimelerin önüne getirtilir ve kısaltılmış bir şekilde "n." harfi ile işaretlenir. İnsan vücudunda bulunan bütün sinirler MSS'ne yani "Merkez Sinir Sistemine" bağlı olarak hareket eder.

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Mecburiyet...

Tıpta utanma diye bir kavram yoktur. Elbette utanma sizde olabilir, ama tıpta asla! Eğer olursa sonuçlarına kimse katlanamaz. Her ne kadar hoş olmasa da durum bu! Mecburiyet...

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Sağlık denince akla ilk olarak ne gelir?

       Sağlık dendiğinde; kişinin huzurlu, uzun, birçok şeyden tat alır bir şekilde hayatını geçirmesi ve hayatını son damlasına kadar değerlendirmesi akla gelebilir. Huzurlu, uzun, birçok şeyden tat alır bir şekilde hayatını geçirmek ve hayatını son damlasına kadar değerlendirmek, sağlıklı insanın belirtileri içinde en önemlileridir.
       İnsan; kendisine, doğumuyla bahşedilen nimetlerin değerini, ancak onu kaybetmeye yaklaştığında veya kaybettiğinde anlar. Bu fark ediş bazen çok geç, bazen de tam zamanında uçurumun kenarından tutup onu çekip almayla olur. O nimetlerin en başında sağlık gelir (nimetler arasında birinci sırada yer alıp almadığını sağlığını kaybedenlere sorabilirsiniz). Sağlığımızı yitirmeden önce onun ne derece önemli olduğunu anlamamız gerekir.
       Ben de bu yeni sayfamda sizlere sağlığınızı nasıl korumanız, onu nasıl sahiplenmeniz gerektiğini -elinizden kayıp gitmeden, kıymetini daha geç fark etmeden evvel- elimden geldiğince anlaşılır ve kısa bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Eğer sağlık açısından merak ettiğiniz herhangi bir şey varsa, hiç çekinmeden sorabilirsiniz, bildiğim kadarıyla cevaplayacağım. Şayet bilmediğim bir şeyse, araştırır öyle cevap veririm. Eğer araştırdıktan sonra dahi bulamamışsam bilmediğimi pek tabi kabul eder ve size de bunu aktarırım.
       Eğer sağlık konusunda sormak istediğiniz ve bilmek gereken bir şey varsa; Twitter ile Facebook hesabıma mesaj yazarak veya bloguma yorum atarak bana iletebilirsiniz. Soracağınız soru ve ona verilen cevap, ad verilmeden bu blogda yayınlanacaktır.
       En samimi içtenliğimle bu sayfayı açmama vesile olan zâta teşekkürlerimi arz ederim.
Saygılarımla, Tarık Seyfullah